İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk

İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk

07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümleri çerçevesinde, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde arabuluculuk müessesi kullanılabilecektir. Yine, 25.10.2017 gün ve 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı” olarak öngörülmüş olup, bu düzenleme Ocak 2018 itibari ile yürürlük kazandı.

İş davaları bakımından, “dava şartı” olarak Arabuluculuk, kamuoyunda ; “Zorunlu arabuluculuk “ kavramı ile benimsenmiş olup, işçi ve işveren ilişkileri bakımından olası hak kayıplarının önlenebilmesi için bilinirliğinin artması önemlidir.

İş Mahkemeleri Kanunu hükmü gereğince, İş mahkemelerinde görülecek, kanuna, bireysel ve toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, davadan önce arabulucuya başvurulmuş olması ve bu başvuru sonucunda arabuluculuk sürecinin anlaşma sağlanamayarak sonlanmış olması gerekmektedir. Bu gerekliliği, davacı; dava dilekçesine ekleyeceği, “son tutanak aslı” veya “son tutanağın arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği” ile kanıtlamak zorundadır. Bu şartı içermeyen dava dilekçesi üzerine mahkemece verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde, davacı tarafından bu belgeler mahkemeye sunulmaz ise, dava usulden reddedilecektir.

Zorunlu Arabuluculuk başvuruları, karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne yapılır. Başvuruda, başvurucu kendisine ve elinde bulunması halinde karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini verir. Başvuru bilgilerinin yetersizliği durumunda, Arabuluculuk Bürosu’nun, tarafların resmi kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırma yetkisi vardır ve ilgili kurum ve kuruluşlar Büro’nun bu yöndeki taleplerini karşılamakla yükümlüdür.

Başvuru üzerine Büro tarafından, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden Arabulucu görevlendirilir. Ancak, tarafların bu listede yer almak kaydı ile herhangi bir Arabulucu üzerinde anlaşmaları halinde, Büro bu arabulucuyu görevlendirir. Görevlendirilen Arabulucu görevlendirme yapan Büro’nun yetkili olup olmadığı hususunda değerlendirme yapamaz. Bu nedenle, karşı taraf büronun yetkisiz olduğu fikrinde ise, en geç ilk toplantıda yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belgeleri sunarak, Arabuluculuk Bürosu’nun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda Arabulucu, derhal dosyayı ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim etmelidir. Mahkeme dosya üzerinde, herhangi bir harca tabi olmaksızın inceleme yapar ve yetki konusunda kesin olarak karara bağlayarak, dosyayı büroya iade eder. Bu karar taraflara tebliğ edilir. Sürece yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu göreve başlar. Yetki itirazının kabulü durumunda ise, başvurucunun bu konudaki mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren, bir hafta içinde yetkili büroya başvuru yapması gerekir.

İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması ve bu davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da re’sen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir. Getirilen bu düzenlemede, iş akdinin feshinde işe iade talepleri bakımından, dava şartı olarak arabulucuya başvurma gerekliliğinin karşılanmamış olması durumunda, davanın bu nedenle usulden reddi üzerine, işçiye yeniden arabulucuya başvurma hakkı getirilmiş olup, buradaki sürelerin bilinmesi hak kaybına uğranılmaması için oldukça önemlidir.

Yine, işe iade talepli başvurular sonucunda; tarafların, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde; İşe başlatma tarihinin, işçinin boşta geçen süre ücreti ve diğer hakları ile parasal miktarının, işçinin işe başlatılmaması durumunda ödenecek tazminat miktarının belirtilmesi zorunludur. Aksi takdirde, anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak bu yönde düzenlenir.

Zorunlu Arabuluculuk sürecinin görevlendirme tarihinden itibaren 3 hafta içinde sonlandırılması gerekmektedir. Zorunlu durumlarda Arabulucu tarafından bir hafta ek süre tanınabilir.

Arabulucu tarafından taraflara her türlü iletişim vasıtası ile ulaşılarak, belirlenen gün ve saatte görüşmeye davet edilmeleri sağlanır. Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya varılamaması hallerinde arabuluculuk faaliyetine son vererek, “Son Tutanak” düzenler ve derhal durumu Arabuluculuk Bürosu’na bildirir.

Görüşmelerde, uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de hazır bulundurulabilir ve tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde, arabulucu bir çözüm önerisinde bulunabilir. Arabulucu, çözüm önerisinin hak temelli değil, taraflar iradelerine uygun ve menfaat temelli olmasına dikkat edeceği gibi, önerisinin kabulü konusunda herhangi bir baskı uygulayamaz.

Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur ve lehine vekalet ücretine hükmedilmez.

Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz. İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, Tarifenin İkinci Kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilir.

Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde; işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.

Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir. Bu halde, yetkilendirilen kişinin görüşmelere, yetkisini gösteren belge ile birlikte katılması aranmalıdır.

Arabuluculuk süreci sonunda, Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. Bu anlaşma, sadece taraflarca ve arabulucu tarafından imzalanmış ise taraflar anlaşma üzerinde icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini, Arabulucunun görev yaptığı sulh hukuk mahkemesinden talep edebilirler. Ancak, Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, ilam niteliğinde belge sayılır ve bu durumda icra edilebilirlik şerhi alınmasına gerek kalmaz. Bu nedenle, sürece tarafların avukatları ile birlikte katılmaları önemlidir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz. Bu nedenle, anlaşma belgesinde, anlaşmanın kapsamının net ve ayrıntılı olması ve uyuşmazlığın bütününü içermesi önemlidir.

Açıklanan zorunlu arabuluculuk sürecinde, ilgililer bakımından bir kısım hususların tekrarında yarar görülmektedir. Taraflar bakımından; iş hukukundan kaynaklanan bir uyuşmazlığa ilişkin davalarında, davanın dava şartı olarak arabuluculuğa başvuru zorunluluğu kapsamında olup olmadığı, başvurunun yapılması sırasında iletişim bilgilerinin yeterli olup olmadığı, görüşmelere haklı bir neden olmaksızın katılmamanın yaptırıma tabi olduğu, özellikle işe iade konulu başvurularda sürelere uymak ve keza kanunun aradığı şartları içeren anlaşma metni düzenlenmesi konusunda dikkatli olmaları gereği ve süreçte hukuki yardım alabilmek, yine anlaşma belgesinin ilam niteliğinde olmasını sağlamak üzere avukatları ile birlikte sürece katılmayı tercih etmeleri önemli olarak değerlendirilmektedir.