Hakaret Suçu Nedir?
Özel tahkir suçları olarak adlandırılan ve kişilerin şerefinin yanı sıra veya bundan ayrı olarak başka hukuki değerleri koruyan suç tipleri de bulunmaktadır; Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar altında yer alan suçlar olan Cumhurbaşkanına hakaret (TCK m.299), Devletin egemenlik alametlerin aşağılama (TCK m.300), Türk milletin, Türkiye Cumhuriyet Devletin, devletin kurum ve organlarını aşağılama (TCK m.301) ve Yabancı Devletlerle İlişkilere Karşı Suçlar altında düzenlenen Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret (TCK m.341) gibi. Hakaret suçu ise, tahkir suçları olarak nitelendirilen suç tiplerinin genel tahkir suçu kapsamındadır.
Hakaret suçunun şartları sadece 125. Madde ile sınırlı değildir. TCK’nın ikinci kısmının “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı Sekizinci bölümünde 125. maddede hakaret suçu ve nitelikli halleri, 126. maddede mağdurun belirlenmesi, 127.madde isnadın ispatı, 128. maddede iddia ve savunma dokunulmazlığı, 129. maddede ise, cezanın kaldırılması veya azaltılmasını gerektiren nedenler düzenlenmiştir. 130. madde “kişinin hatırasına hakaret” başlığını taşımaktadır,. 131. madde ise, soruşturma ve kovuşturma usulüne dairdir.
Hakaret suçunun şartları şu şekilde ifade edilebilir:
- Hakaret suçunun faili herkes olabilir.
- Suçun hukuki konusu kişilerin onur, şeref ve saygınlığıdır.
- Hakaret suçu 5237 sayılı TCK m.125’e göre seçimlik hareketli bir suç olup birden fazla hareket ile işlenmesi mümkündür. Bunlar; somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövme biçiminde gerçekleşir.
Somut bir fiil veya olgu isnat etmek: Hakaret suçunun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketlerden ilki, failin mağdura doğruluğu veya yanlışlığı ortaya çıkarılabilecek, ispatlanmaya elverişli somut bir fiil veya olgu isnat etmiş olmasıdır.
Sövme: Hakaret suçunun diğer seçimlik hareketini oluşturan sövme, somut bir fiil ya da olgu içermeyen, soyut bir değer yargısını ifade eden fakat kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte sözler sarf edilmesidir.
- Hakaret suçunun oluşması için özel kast aranmaz, genel kast yeterlidir. Şaka yapma, alay etme amacıyla yapılan fiiller hakaretin objektif unsurlarını içeriyorsa, bu durumda yine suç oluşacaktır.
Hakaret Suçu Cezası Nedir?
- Hakaret Suçu Temel Şekli Cezası
TCK md.125 “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” hükmü uyarınca hakaret suçunun temel şekli için seçimlik ceza öngörülmüştür. Buna göre faili verilecek ceza bu suçu işleyen fail hakkında 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
TCK 61/9 uyarınca adli para cezasının alt ve üst sınırı hapis cezası dikkate alınarak belirlenecektir. Buna göre adli para cezasının alt sınırı 5377 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 19.12.2006 tarihinden önce işlenen suçlarda 5237 sayılı TCK’nın 52. Maddesi uyarınca 5 gün, bu tarihten sonra işlenen suçlarda ise TCK’nın 61/9. Maddesi uyarınca 90 gündür. Mahkemece hapis cezasının seçildiği durumlarda bu ceza para cezasına çevrilemez. Hakim Hapis cezası yönünde hüküm kurduğu takdirde; neden bu cezayı seçtiğini gerekçelendirmelidir.
Hakaret Suçu Nitelikli Hali Cezası
Kanun koyucu, temel suç tipinde bazı unsurları ekleyerek, o suçun daha ağır veya hafif cezalandırılmasını öngörebilir. Suçun temel şekline ilave edilen ve cezanın arttırılmasını veya indirilmesini gerektiren bu hallere suçun nitelikli unsurları denir. Görüldüğü gibi, suçun nitelikli halinde o suçun temel şekline ilişkin bütün unsurların yanında suçun temel şeklinin temel suç tipinin cezasını ağırlaştıran veya hafifleten bir sebep de bulunmaktadır.
- Suçun Kamu Görevlisine Karşı Görevinden Dolayı İşlenmesi (TCK m.109/3-a)
TCK m.125 3 ve 4. Fıkralarında hakaret suçunun nitelikli haline getiren unsurlar sayılmış olup bunlardan ilki TCK m.125/3-a fıkrası uyarınca kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret edilmiş olması halidir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için kamu görevlisine yerine getirmiş olduğu görev nedeniyle hakaret edilmiş olması gerekir yani görev ile hakaret fiili arasında nedensel açıdan bağlantı olmalıdır. Bu suç; kamu görevlisinin sadece görevin devamı sırasında değil görevinden ayrıldıktan sonra da nitelikli hal olarak uygulanır.
- Suçun Dini, Siyasi Sosyal Felsefe İnanç Düşünce Ve Kanaatlerini Açıklamasından Değiştirmesinden Yayılmaya Çalışmasından Mensup Olduğu Dinin Emir Ve Yasaklarına Uygun Davranmasından Dolayı İşlenmesi( TCK m.109/3-b)
Hakaretin bir kişiye karşı dini siyasi sosyal felsefi inanç düşünce ve kanaatlerini açıklamasından değiştirmesinden yaymaya çalışmasından mensup olduğu dinin Emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı gerçekleştirilmesi diğer bir nitelikli hale oluşturmaktadır. Fıkrada düzenlenen suça örnek olarak bir Müslümanın Hristiyan olmasından dolayı ona hakaret edilmesi ya da bir kimsenin komünist olduğunu açıklaması nedeniyle hakaret edilmesi ve yahut bir kimsenin oruç tutması, namaz kılması veya başörtüsü takması nedeniyle hakaret edilmesi sayılabilir. Burada ayırt edilmesi gereken nokta mağdurun dinin Emir ve yasaklarına aykırı davranması nedeniyle ona hakaret edilmesi halinde bu fıkra hükümleri değil birinci fıkra hükümleri uygulanacak olmasıdır. Örneğin oruç tutmayan birine hakaret edilmesi durumunda birinci fıkra hükümlerince cezalandırılması gerekecektir.
- Suçun Kişinin Mensup Bulunduğu Dine Göre Kutsal Sayılan Değerlerden Bahisle İşlenmesi (TCK m.109/3-c)
Kişinin inandığı değerlerle alay edilmesi veya hakaret edilmesi daha fazla haksızlık içeriğine sahip olması nedeniyle bu durum cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Burada korunan husus kişinin kutsal sayılan değerleri değildir kutsal değerleri konu edinen sözler ile kişiye hakaret edilmesidir. Dolayısıyla bu hükmün uygulanabilmesi için failin mağdurun mensup olduğu dine göre kutsal sayılan değerlerinden söz ederek ona hakaret etmesi gerekir. Bir değeri o dine göre kutsal sayılıp sayılmadığı o dinin temel kaynaklarına bakılarak belirlenir. Din kavramı bu suç açısından geniş yorumlamayı gerektirir. Bazı mezheplerde bir değer kutsal sayılmış olabilir. Eğer bu değerden söz edilerek hakaret edilme durumu söz konusu olursa nitelikli hal uygulanır. Örneğin Müslümanların Kur’anı Kerim okumalarından söz ederek alay edilmesi bu nitelikli halin uygulanmasını gerektirir.
- Suçun Alenen İşlenmesi (TCK m.109/4-a)
Türk Ceza Kanununun 125. maddesinin 4. fıkrasında hakaretin alenen işlenmesi halinde cezanın altıda bir oranında artırılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; artırım yapılırken maddenin birinci ve üçüncü fıkralarında öngörülen cezalar ayrı ayrı değerlendirilir, 1. fıkradaki halde alt sınırı itibariyle 3 ay veya 90 gün adli para cezası; 3. Fıkrada ise 1 yıl hapis veya 365 gün adli para cezası üzerinden artırım yapılır.
Yasal düzenlemede aleniyet hakkında açık bir tanıma yer verilmemekte birlikte “hakaret teşkil eden fiilin belirli olmayan birçok kişi tarafından algılanabilir bir mahiyette bulunması” olarak tanımlanabilir. Yargıtay’a göre hakaretin herkesin girip çıktığı bu nedenle herhangi bir kimsenin duyup işitebileceği yerde yapılması halinde aleniyet gerçekleşmiştir. Söylenen sözün fiilen duyulup duyulmadığı önemli olmayıp böyle bir olasılığın varlığı yeterlidir.
Uygulamada herkese açık umumi yerler ve herkesin girebileceği yerler olan sokak, park, kahve, yol kabul edilmektedir. Ancak suçun işlendiği yerin aleni olup olmadığı konusunda şüphe varsa keşif yapılır, bilirkişi raporu alınır. Yargıtay’a göre, “sokak” “polis merkezi önünde” “site bahçesinde” “aleni bir yer olan polis merkezi içerisinde” “ sahil kenarında” “ duruşma salonu” “ mahkeme kalemi “mobilya satış mağazası” “ köy yolu” “dispanserin bekleme odası” “her tarafı açık olan evin damı” “karakol binası” “cami” “ doktor muayenehanesinin bekleme salonu” “tarla” “PTT memurunun mesai odası” “evin bahçesi” “çeşme başı” “ fabrika binaları” “ cadde üzeri” “ öğretmenler odasının önü” “ duvarla çevrili avlu içi” aleni kabul edilirken; “Cezaevinin içerisi”, “cezaevi koğuşu”, “ekip aracı”, “jandarma komutanlığına ait bahçe”, “apartman içi”, “bağ evi”, “taksi içi”, “orman bölge şefinin odası”, “patates tarlası,” “hasta odası,” “kontrol görevlilerine ayrılan yer”, “sorgu odası” aleni kabul edilmez.
Aleniyetin varlığı için önemli olan çok sayıda insanın hakaret teşkil eden fiili öğrenme olanağının olmasıdır. Örneğin yolda hiç insan olmasa bile yine de alenidir. Fakat evde 30 kişi bile olsa ev aleniyet şartını taşımaz.
TCK 132/c maddesinde düzenlenen ceset veya kemikleri alma veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunma suçunun Herhangi bir artıcı nedeni veya nitelikli hali bulunmamaktadır ancak TCK’nın 130 1. Maddesinde düzenlenen ölünün hatırasına hakaret suçunun işlenmesi halinde verilecek 1/6 oranında arttırılacaktır. Hakaret suçu ile ilgili yapılan açıklamaya gönderme yapmakla yetiniyoruz ancak şunu belirtmekte fayda var ki suçum basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde bu husus Ali niyetin gerçekleşme biçimlerinden birini oluşturduğundan bu artırın nedeni uygulanacaktır
Burada denilecek bir hususta TCK’nın 127 maddesinde düzenlenen isnadın ispatı aynı yasanın 128 maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı yine aynı yasanın 129. Maddesinde düzenlenen karşılıklı hakaret kurumlarının kişinin hatırasına hakaret suçunun uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Hakaret Suçunda Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Hakaret suçu şikayete bağlı bir suç olup mağdur şikayet etmezse savcılık tarafından kendiliğinden soruşturulmaz. Savcılığa yapılacak olan Şikayet süresi hakarete maruz kalmak yada yokluğunda kendisine hakaret edildiğini öğrenme anından itibaren 6 aydır. Zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Hakaret Suçunda Görevli Mahkeme
Yargılamada görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Hakaret
Madde-125
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
- a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
- b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
- c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Tehdit suçu
Tehdit suçu kelime anlamı itibariyle korkutmak, göz dağı vermek gibi anlamlara gelmektedir. Ceza hukuku bağlamında tehdit suçu ise kendisine veya kendisini ilgilendiren bir kimse veya bir şeye zarar verileceğinden bahisle kişinin huzurunu bozma, bir konuda karar verme veya hareket etme özgürlüğünü kısıtlama durumunu ifade eder. Tehdit suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 106. maddesinde düzenlenmiştir. Madde metnini görüntülemek için “TCK 106 Madde Metni Tehdit Suçu” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
Tehdit suçu için birtakım şartların varlığı gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu açısından tehdit suçu oluşabilmesi için fail tarafından yapılan mağdurun veya bir yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği, malvarlığı bakımından zarara uğratılacağı ya da sair bir kötülük yapılacağı şeklinde bir korkutmanın mevcut olması gerekir. Dolayısıyla bu fiillerin gelecekte gerçekleştirilme ihtimali olduğu yönünde mağdura yapılmış bir bildirimin olması gerekir.
Bu bildirimin mağdurun iç huzurunu bozacak nitelikte olması ya da karar verme veya hareket etme özgürlüğünü kısıtlaması gerekmektedir. Fiilin mağdurda bir kaygı yaratmaya elverişli olmaması durumunda suçun oluştuğu söylenemez. Ayrıca mağdura yönelik gerçekleştirileceği belirtilen zararın haksız olması gerekir. Örneğin bir kimsenin borçlusuna karşı borcu ödemediği takdirde haciz işlemine başvuracağı şeklindeki ifadeleri tehdit suçu sayılamaz. Zira verilmesi söz konusu olan zarar haksız değil, bir borcun karşılığı olarak kabul edilen haklı bir taleptir.
Tehdit suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Dolayısıyla failin bu fiili kendi iradesiyle, bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekmektedir. Fail mağduru korkutmak suretiyle ve ciddiyetle bu fiili gerçekleştirmelidir. Aksi taktirde suç oluşmaz. Ciddi olmadığı herkesçe anlaşılan söz ve davranışlar açısından tehdit fiili gerçekleşmez.
Tehdit Suçu Cezası
Tehdit suçu kapsamına giren üç farklı durum için kanunda öngörülen üç farklı ceza mevcuttur. Suçun kişinin malvarlığı açısından büyük bir zarara uğratılacağı veya kişiye sair bir kötülük yapılacağından bahisle işlenmesi durumu olan basit şekli için kanunda öngörülen ceza altı aya kadar hapis veya adli para cezasıdır. Suçun diğer basit şekli olan kişinin veya bir yakınının yaşam hakkına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına karşı bir saldırı yapılacağından bahisle işlenmesi durumunda ise fail altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TCK m.106/2 hükmünde düzenlenen ve suçun nitelikli hallerini oluşturan durumlar söz konusu olduğunda ise faile verilecek ceza iki yıl ile beş yıl arasında belirlenecek olan hapis cezasıdır. Tehdit suçu ile birlikte başkaca suçların da işlenmesi durumunda fail ayrıca bu suçlardan dolayı da cezalandırılır.
Tehdit Suçunda Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Tehdit suçu şikayete bağlı bir suç olup mağdur şikayet etmezse savcılık tarafından kendiliğinden soruşturulmaz. Savcılığa yapılacak olan Şikayet süresi Tehdide maruz kalma yada öğrenme anından itibaren 6 aydır. Zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Tehdit Suçunda Görevli Mahkeme
Yargılamada görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Tehdit
Madde-106
(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
- a) Silahla,
- b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
- c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.