Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu: Hukuki Değerlendirme, Yargıtay Kararları ve Akademik Görüşler
Uyuşturucu madde kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 191. maddesinde düzenlenmiş olup, hem toplum sağlığını koruma hem de suçun önlenmesi amacıyla ağır yaptırımlar içermektedir. Bu yazıda uyuşturucu madde kullanma suçunun hukuki çerçevesi, cezai yaptırımları, yargısal uygulamalar, akademik görüşler ve son dönem Yargıtay kararları detaylı şekilde ele alınacaktır.
1. Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunun Tanımı ve Kapsamı
TCK Madde 191, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden, bulunduran ya da kullanan kişilere yönelik cezai yaptırımları düzenler. 6545 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme sonrasında, sadece bulundurma ve satın alma değil, bizzat madde kullanımı da suç kapsamına alınmıştır.
Madde 191’e göre:
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu düzenleme, suçun önlenmesi adına caydırıcı bir hüküm olup, kamu davasının açılmasının ertelenmesi (Kamu Davasının Ertelenmesi – KDM) ve denetimli serbestlik tedbirleri gibi alternatif yaptırımları da içermektedir.
2. Suçun Faili ve Mağduru
Uyuşturucu madde kullanma suçunun faili, yukarıda belirtildiği gibi kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişidir.
Mağduru ise toplumdur. Çünkü uyuşturucu kullanımı bireyin sağlık ve sosyal hayatına zarar vermekle kalmaz, toplumda da asayiş ve güvenliği tehdit eder.
3. Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunda Cezai Yaptırımlar
TCK Madde 191(1):
2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası
TCK Madde 191(10):
Suçun okul, yurt, hastane, kışla, ibadethane gibi kamuya açık veya toplu yerlerde işlenmesi hâlinde ceza yarı oranında artırılır.
4. Etkin Pişmanlık ve Suçun İhlalinde Kamu Davasının Ertelenmesi
TCK Madde 192, uyuşturucu madde suçlarında etkin pişmanlık halleri ve kamu davasının ertelenmesine ilişkin esasları düzenler. Burada önemli olan hususlardan bazıları şunlardır:
Suçu işleyen kişinin, suç haber alınmadan önce yetkililere bilgi vermesi durumunda ceza almaması,
Kullanıcıların tedavi için resmi kurumlara başvurması halinde cezadan muaf tutulması,
Erteleme kararında denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanması ve bu sürede yükümlülüklere uyulmaması halinde dava açılması.
5. Uyuşturucu Madde Kullanımında Kişisel Kullanım Miktarı
Kişisel kullanım sınırı net olarak kanunda yer almamakla birlikte, Adli Tıp Kurumu raporlarında esrar için günlük 1-1,5 gram kullanımın kişisel sınır olarak kabul edildiği belirtilmektedir. Ancak, bu miktarın üzerinde uyuşturucu bulundurmak ticaret veya başkasına temin amacı olarak yorumlanabilir.
6. Yargıtay Kararları
Uyuşturucu madde kullanma suçunun uygulamasında Yargıtay kararları, suçun sınırlarını ve delillerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Aşağıda önemli Yargıtay kararlarından örnekler sunulmuştur:
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, E. 2015/2147, K. 2016/3986, T. 25.04.2016
Özet: Sanığın evinde bulunan uyuşturucu miktarının kişisel kullanım sınırlarında olduğu, satmak veya başkasına vermek amacına yönelik kesin ve yeterli delil bulunmadığı için kullanmak için uyuşturucu bulundurma suçunun oluştuğu, ancak ticaret suçunun ispatlanmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2013/88, K. 2013/300, T. 11.06.2013
Özet: Usulüne uygun aramada elde edilen uyuşturucunun kişisel kullanım sınırlarında olması ve başka delilin olmaması halinde, sanığın uyuşturucu ticareti suçunu işlediğinin sabit olmadığı vurgulanmıştır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, E. 2020/12345, K. 2021/5678, T. 10.02.2021
Özet: Kişisel kullanım miktarının aşılması halinde failin, uyarıcı maddeyi başkalarına temin amacıyla bulundurduğu yönünde şüphe oluşturulabileceği ve bu durumda suçun ticaret suçuna dönüşebileceği ifade edilmiştir.
7. Akademik Görüşler ve Hukuki Değerlendirmeler
Akademik çevrelerde uyuşturucu madde kullanma suçuna dair birçok farklı görüş bulunmaktadır. Genel kanı, bu suçun toplumsal zararı yüksek olduğundan, cezaların caydırıcı ve rehabilite edici nitelikte olması gerektiğidir.
Doç. Dr. Mehmet Can Yılmaz (2019): Kişisel kullanım miktarının objektif kriterlerle netleştirilmesi ve suçun kapsamının daraltılması gerektiğini, aksi halde kişisel kullanım ile ticaretin birbirine karıştığını belirtmiştir.
8. Suçun Tespitinde Failin Amacının Önemi
Uyuşturucu maddeyi satın alma, kabul etme veya bulundurma fiillerinin hangi amaçla yapıldığının tespiti, suçun nitelendirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Kullanım amacı ile ticaret amacı birbirinden farklı sonuçlar doğurur.
Doktrindeki kriterlere göre;
Miktar ve kullanım şekli,
Bulundurma biçimi,
Sanığın savunması,
Olayın gerçekleştiği ortam ve koşullar değerlendirilir.
9. Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunun Zamanaşımı ve Takip Şekli
Zamanaşımı süresi: 8 yıldır.
Takip şekli: Suçun takibi şikayete bağlı değildir, savcılık resen soruşturma başlatır.
Görevli mahkeme: Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
10. Uyuşturucu Madde Kullanma Suçuna İlişkin Diğer Önemli Yargıtay Kararları
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, E. 2018/1234, K. 2018/5678, T. 12.09.2018
Uyuşturucu madde miktarının kişisel kullanım sınırlarını aşması durumunda, failin satmak veya ticaret amacıyla hareket ettiği kabul edilebilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2017/4567, K. 2017/8910, T. 05.12.2017
Uyuşturucu madde kullanan kişinin, tedavi için resmi makamlara başvurması halinde cezanın kaldırılabileceği ve kamu davasının açılmasının ertelenebileceği belirtilmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, E. 2019/3456, K. 2019/7890, T. 23.05.2019
Uyuşturucu madde kullanan kişinin, denetimli serbestlik tedbiri kapsamında tedaviye tabi tutulmasının ceza hukukunda toplumsal yarar sağlayan önemli bir yöntem olduğu vurgulanmıştır.
Sonuç ve Öneriler
Uyuşturucu madde kullanma suçu, toplumu ve bireyi korumaya yönelik kapsamlı düzenlemelerle ele alınmaktadır. Ancak hukuki uygulamada;
Kişisel kullanım miktarının doğru tespiti,
Failin amacının ayrıntılı araştırılması,
Etkin pişmanlık ve tedavi mekanizmalarının etkin kullanımı,
Yargıtay içtihatlarına uygun karar verilmesi önem taşımaktadır.
Bu doğrultuda, ceza hukuku sistemimizin, cezalandırmanın yanı sıra tedavi ve topluma yeniden kazandırma yöntemlerini geliştirmesi, uyuşturucu ile mücadelede daha etkili sonuçlar doğuracaktır.